İKLİL
  Somalili Korsanlar
 

 


Korsanlığın Perde Arkası

Obama, 10 Nisan Çarşamba günü Somalili korsanlar tarafından rehin alınan Amerikan kargo gemisi kaptanı Richard Phillips'in 13 Nisan Pazartesi günü kurtarılmasından hemen sonra Somali sahillerinde yaşanan korsanlık olaylarının üstesinden geleceğine dair söz verdi. Amerikan operasyonu sırasında üç Somalili korsan hayatını kaybetti. CBS News'de yer alan bir habere göre sağ olarak yakalanan19 yaşındaki Abdulvali Musi adındaki genç, Amerika'da New York'taki bir mahkemede yargılanacak.
Merkez medyanın gündeminde korsanların hikayesi varken korsanlığın temel nedenlerini sorgulayan tartışmalara nadiren rastlanıyor. Ocak ayında "Somali'de İki Korsanlık: Dünya Niçin Diğerini Görmezden Geliyor?" (The Two Piracies in Somalia: Why the World Ignores the Other?) başlıklı bir makale yayınlayan Muhammed Abşir Waldo'yla Amy Goodman'ın Democracy Now'da yaptığı söyleşi:
Amy Goodman: Obama, 10 Nisan Çarşamba günü Somalili korsanlar tarafından rehin alınan Amerikan kargo gemisi kaptanı Richard Phillips'in 13 Nisan Pazartesi günü kurtarılmasından hemen sonra, Somali sahillerinde yaşanan korsanlık olaylarının üstesinden geleceğine dair söz verdi. Amerikan operasyonu sırasında üç Somalili korsan hayatını kaybetti.
Bazı askeri analistler, ABD donanmasına ait savaş helikopterlerinin Somali sahillerinde daha fazla devriye görevi yapmasına ilave olarak Somali içlerindeki korsan üslerine saldırılmasını önerirken diğerleri kara harekâtına karşı çıkıyor. ABD Kongre üyesi Donald Payne, Pazartesi günü Somali'nin başkenti Mogadişu'ya bir ziyaret düzenleyerek korsanlığın "onlarca yıl süren istikrarsızlığın bir semptomu" olduğunu söyledi. Somali'den ayrılırken uçağına hava topuyla ateş edildi. Bu olay, bir korsanın, adamlarını öldüren Birleşik Devletlerden intikam yemini etmesinden hemen sonra yaşandı.
ABD eski BM büyükelçisi John Bolton, Fox News'e ABD'nin Somali'yi işgal etmek için gönüllü bir koalisyon kurması gerektiğini söyledi.
Bu arada, Somali sahillerindeki balıkçılar ve balıkçılıkla geçimini sağlayan iş çevresi, Somali sularındaki Amerika ve diğer ülke donanmalarından sıkıntı çekmeye başladılar.
Görüntü kaydındaki bir Somalili balıkçı: Amerikan donanması, bizler balık avlarken gelip tutuklama yapıyor. Savaş gemileriyle karşılaşıyoruz ve korsan olduğumuzdan şüphelendikleri için zaman zaman helikopterleri gönderip fotoğraflarımızı çekiyorlar. Korsan değiliz biz.
Görüntü kaydındaki bir Somalili işadamı: İnsanlar askerlerin varlığından dolayı kaygılanıyor çünkü iş yapmayı güçleştiriyor. Denizde devriye görevi yapan pek çok gemi var ve korsanlık yaptıkları düşüncesiyle ticaret gemileri her geçen gün daha fazla kontrole tâbi tutuluyor.
Muhammed Abşir Waldo, Somali kökenli bir danışman ve analist. Somali kökenli bir Kenyalı. Ocak ayında "Somali'de İki Korsanlık: Dünya Niçin Diğerini Görmezden Geliyor?" (The Two Piracies in Somalia: Why the World Ignores the Other?) başlıklı bir makale yayınlamıştı. Mombasa'dan telefonla programımıza katılıyor.
Muhammed Abşir Waldo: Merhaba. Teşekkür ederim.
Amy Goodman: Bize katıldığınız için teşekkür ederiz. İki korsanlık türü hakkında ne düşündüğünüzden bahseder misiniz bize?
Muhammed Abşir Waldo: İki korsanlık, orijinal olanı, yabancı balıkçı teknelerinin yaptığı korsan avcılıktır ki aynı zamanda sanayi atıklarını, zehirli atıkları ve bildirildiğine göre nükleer atıkları da bunlar boşaltmaktadır. Çoğu zaman, her iki işi yapanların yine bu aynı balıkçı tekneleri olduğu hissini taşıyoruz. Tüm bu problemler işte bu korsanlık sonucunda başladı.
Diğer korsanlık ise gemi korsanlığı. Somali'nin deniz kaynakları talan edildiğinde, suları atıklarla zehirlendiğinde, balıkları çalındığında - ve tüm ülkede yoksulluğun kol gezdiği bir durum söz konusu - balıkçılar artık başka imkanlarının yahut kaynaklarının olmadığı hissiyle korsan avcılık yapan ve zehirli atık boşaltan o aynı ülkelerin malları ve gemilerini hedefe koydular.
Amy Goodman: Makalenizde, yasadışı, bildirilmeyen ve düzenlemeye tâbi kılınmayan Avrupalı balıkçı filolarından bahsediyorsunuz.
Muhammed Abşir Waldo: Doğru.
Amy Goodman: Ve Arabistan'dan, Uzak Doğu'dan.
Muhammed Abşir Waldo: Doğru, evet. Ve bu batılı ülkeler tarafından biliniyor bu balıkçı filoları arasında İspanya, İtalya, Yunanistan, İngiltere ve daha sonra katılan Rusya da var. Asya ülkelerinden de birçok ülke var. Bu problem 1991'lerden bugüne uzanıyor. Balıkçılıkla geçinenler, BM ve AB aracılığıyla uluslararası topluma durumu bildirdi, şikayette bulundu ve durumun düzeltilmesini istedi ama hiçbir cevap alamadılar. Topyekûn göz ardı edildiler.
Amy Goodman: Korsan avcılığın nasıl başladığını açıklar mısınız?
Muhammed Abşir Waldo: Korsan avcılık, izin almadan güç kullanımı yoluyla balık avlamaktır; câmianın şikayetlerine, otoritelerin şikayetlerine rağmen, bu yabancı balıkçı filolara ruhsatları olmadığını söylemelerine rağmen, "balık avına son verin ve alandan çıkın" dediklerinde reddedip çatışmaya girmektedirler. Balıkçılarla ve kıyıda yaşayan ahaliyle çatışmakta, üzerlerine kaynar su dökmekte ve hatta kanolarının ve balık teknelerinin üzerinden geçerek ateş etmektedirler. Onların Gönüllü Sahil Muhafaza, sizin ve diğerlerinin korsan dedikleri örgütlenmeye gidene dek sürüp gitmiş problemlerdir bunlar.
Amy Goodman: Somali sahillerinde yasadışı balık avı yapıldığını söylüyorsunuz. Yasadışı balık avına karışan ülkeler hangileri?
Muhammed Abşir Waldo: Tüm Güney Avrupa ülkeleri, Fransa, İspanya, Yunanistan ve de İngiltere. Norveç'in olduğunu da duydum. İskandinavyalılar daha önce pek gelmezlerdi fakat Norveçli balıkçılar da artık bu, biliyorsunuz, çok kazançlı bu işe karıştılar artık. Diğer ülkeler de var. Ruslar da var. Tayvanlılar da. Koreliler. Çinliler. Biliyorsunuz, herkese açıktır Somali sahilleri.
Durumu daha da kötüleştirecek şekilde şimdi de donanmaların, savaş gemilerinin orada olduğunu öğreniyoruz. Her ülke kendi korsan avcılarını, balıkçı gemilerini koruyor. Geri geldiler. Gönüllü Sahil Muhafaza tarafından gönderilmişlerdi ama şimdi yine geri geldiler. Ve kendi donanmaları tarafından korunuyorlar. Doğrusu, korsan diye adlandırılma ve donanma tarafından tutuklanma korkusuyla artık sahilde balık avlama fırsatı veya imkanı kalmayan balıkçıları tâciz etmek için Somali'nin karasularına sokuluyorlar - ki bu donanma aynı zamanda karşı tarafı da korumaktadır.
Mâşer-i vicdanı sızlatan bir adâletsizlik söz konusudur. Uluslararası câmia sadece çıkarları kurtarmanın peşinde ve olaya Somalililer açısından asla bakmıyor. Korsanlığı hoş gördüğüm yahut korsanlığı, mürettebâtın ve masum denizcilerin hayatlarının tehlikeye düşmesini, başkalarının malına zarar verilmesini birilerinin hoş gördüğü anlamına gelmez bu; şu var ki bu balıkçıdan bozma korsanların başka bir seçenekleri yok; ve kendilerini ve sahalarını korumak zorundalar. Ümitsizlikten doğan bir eylem olarak görebilirsiniz.
Amy Goodman: Somali halkı korsanlar hakkında neler hissediyor?
Muhammed Abşir Waldo: Karmaşık bir tepki. Halk, masum denizcilerin zarar görmesini istemiyor. Kimyasal veya petrol taşıyan bir geminin zarar görerek büyük bir çevre felâketinin olmasından endişe ediyorlar. Korsanları ya da balıkçı korsanları böyle bir şey olmaması için zorluyorlar.
Diğer yandan, sempati duyulmadığı için, anlayış gösterilmediği için, ortak girişimle bu sorunların üstesinden gelmek üzere kıyı halkıyla veya Somali hükümetiyle yahut mahalli yönetimle diyaloğa da hazır değil kimse. Bu yüzden de herkes kendi bildiğini yapıyor. Ancak halk çok kaygılı. Bir yandan bunun barışçıl yollarla çözülmesini istiyorlar; diğer yanda da uluslararası câmianın haksızlığından dolayı üzüntü duyuyorlar.
Amy Goodman: Dilerseniz zehirli atıklar üzerinde biraz daha duralım. Amerikalıların tam olarak neyi kastettiğinizi ve halkı nasıl etkilediğini tam olarak anladığını sanmıyorum.
Muhammed Abşir Waldo: Muhtemelen farkında olacağınız üzere, pek çok kişi bilir bunu, uzun zamandır, 70'ler, 80'ler ve 90'lardan beridir, ülkelerindeki katı çevre kurallarından dolayı şirketlerin kurtulmak istedikleri zehirli atıklar, sanayi atıkları, nükleer atıklar söz konusu. Atıkları, buna engel olamayan çatışma altındaki veya zayıf düşmüş ülkelerin topraklarına boşalttılar. Bu atıklar Somali’ye boşaltıldı. Kayıtlarda duruyor. El Cezire gibi medya organları buna değindiler. Sanırım CNN de. Haberlere göre mafya, İtalyan Mafyası bir süre, uzun bir süre Somali'ye boşalttıklarını kabul etti.
Dün duydum ki Aden Körfezinde iki büyük konteynır taşıyan bir başka gemi yakalanmış ama bu kez korsanlar değil de durumdan şüphelenen halk tarafından. Konteynırları denize daldırdıklarında kendileri tarafına geldiklerini görmüşler. Yakalandılar. Gemi de bağlandı. Bereket versin ki konteynırlar denize batmamış; sahile çekmişler. Durumu incelemesi için şimdi uluslararası câmiayı davet ediyorlar. Şimdiye kadar hareket görmedik. 1992'lerden beri Somali'ye atık boşaltılıyor.
Amy Goodman: Makalenizi okuduğumda Dünya Bankasından sızan ve çokça tartışılan bir iç yazışma aklıma geldi. Dünya Bankasının o zamanlar baş ekonomisti olan- şimdi baş ekonomi danışmanı - Lawrence Summers o yazışmada şöyle diyordu: "Zehirli atık yüklerinin en düşük ücretli ülkelere boşaltılmasının arkasındaki ekonomik mantıkta bir kabahat olduğunu sanmıyorum ve bu [mantığı] cesaretle savunmalıyız. Afrika'daki az nüfuslu ülkelerin az kirlendiğini düşünmüşümdür her daim." Sözlerinin sadece gırgır maksatlı olduğunu söyledi.
Muhammed Abşir Waldo: Aslında daha resmi bir yetkili olan BM Habitat, çeşitli raporlarla atıkların Somali'ye boşaltıldığını teyid etti. Şu an Somali otoriteleriyle çalışan BM Genel Sekreteri özel temsilcisi Ahmet Ould Abdullah da sanırım bu mealde bir beyânatta bulunmuştu. Yani gayet açık bir şekilde biliniyor. Gizli saklı bir şey değil. Uydurduğumuz bir şey değil. Dünya biliyor ama hiçbir şey yapmıyor.
Amy Goodman: Muhammed Abşir Waldo, katıldığınız için çok teşekkür ederiz.